Boşanma Hakkında Bilmeniz Gerekenler
- Av. Serpil YABANOĞLU
- 18 Nis 2020
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 19 Nis 2020

Boşanma evliliğin yasal olarak sonlandırılmasıdır.
Anlaşmalı ve çekişmeli olmak üzere iki tür boşanma yolu vardır. Her iki tarafın boşanma, varsa çocukların velayeti, nafaka, tazminat ve mal varlığının paylaşımı konularında anlaşmaya vararak boşanma yoluna gittikleri bir usuldür.
Tarafların anlaşamadıkları durumda izlenen yol çekişmeli boşanma dır. Karı ve kocanın boşanma konusunda her hususta tam bir anlaşmaya varabilmeleri her zaman mümkün değildir. Bir taraf boşanmayı isterken diğeri boşanmak istemeyebilir, ya da her ikisi de boşanmayı istese bile taraflar velayet, nafaka, mal paylaşımı konusunda uzlaşmaya varamayabilir. Böylesi durumlarda adından da anlaşılacağı üzere "çekişmeli boşanma" kaçınılmaz olmaktadır.
Boşanma davası ne kadar sürer?
Anlaşmalı boşanma protokol hazırlanması, mahkemeye başvurulur duruşma günü alınması, duruşmanın yapılması, kararın kesinleşmesi gibi süreçleri içerir. Duruşma gününün alınmasına bağlı olarak çok kısa sürede sonuçlanabilir.
Çekişmeli boşanma daha uzun bir süreçtir. Taraflar arasında dilekçeler aşaması, tarafların ekonomik-sosyal durum araştırması, ön inceleme duruşması, iddialara yönelik tahkikat, bilirkişi incelemesi, duruşmalarda tanıkların dinlenilmesi gibi birçok farklı husus bulunmaktadır. Bunların hepsinin tamamlanması oldukça uzun bir zaman aldığı gibi mahkeme kararını verdikten sonra da istinaf ve temyiz aşamaları bulunmaktadır. Çekişmeli boşanma da tüm bu aşamalarını tamamlanıp boşanma kararının kesinleşmesi davanın durumuna göre 1-3 yıl kadar sürebilmektedir. Bazı durumlarda çok daha uzun yıllar boyunca süren davalar olabilmektedir.
Boşanma davası için avukat tutmak zorunlu mudur?
Herhangi bir kısıtlılığı bulunmayan herkes yasa ve usullere uygun olarak mahkemelere başvurma, dava açma, davasını kendisi takip etme hakkına sahiptir. Hiç kimsenin avukat tutma, kendisini davalarda avukatla temsil etme zorunluluğu yoktur. Böylesi bir durumun birçok sakınca barındırdığı da unutulmamalıdır. Yasa ve usul işlemleri hakkında yeterli bilgisi olmayan kişiler davaları için gerekli, bazen zorunlu işlemleri uygun şekilde ve zamanında yerine getiremediğinden haklı oldukları halde davalarını kaybedebilmektedir. Bu nedenle ileride hak kaybına uğranmaması, haklı olduğu halde davasını kaybetmemesi için bu konuda uzman bir avukattan hukuki yardım alınması, dava sürecinde avukat tutularak takip yapılması daha uygun ve güvenli bir yöntemdir.
Davayı hangi tarafın açması doğrudur?
Toplum içinde boşanma davasını açan tarafın haksız görüneceği, bu nedenle davayı kaybedeceği yönünde yerleşmiş yanlış bir kanı bulunmaktadır. Sırf bu nedenle evlilikleri çok kötü gittiği, boşanmayı zaruri gördükleri halde kişiler boşanma davası açmaya çekinmekte, karşı tarafın boşanma davası açmasını beklemektedirler.
Boşanma davasını hangi tarafın açtığını bir önemi yoktur. Önemli olan kişilerin hangi iddiaları ileri sürdüğü ve bu iddialarını mahkeme önünde ortaya koyup, koyamadıklarıdır. Boşanma davasında sadece karşı taraf hakkında iddialarda bulunmak yeterli değildir. Bu iddiaları yasaya uygun delil ve belgelerle ispatlamak, ayrıca karşı tarafın iddialarının asılsızlığını ortaya koymak gerekir. Bu şekilde tarafların kusuru ortaya çıkacak, buna bağlı olarak maddi-manevi tazminat miktarı belirlenecektir. Bu nedenle bu hususların yakından takip edilmesi, uygun hamlelerini yapılması, tüm bu işlemlerin yasal süreçlerinde ve usulüne uygun yerine getirilmesi büyük önem arz etmektedir.
Hangi durumlar boşanma sebebidir?
Aile bütünlüğünün korunması yasalarımızda açıkça belirtilmiştir. Bu nedenle kişilerin keyfi olarak, ben istemiyorum şeklinde bir yaklaşımla boşanmayı talep etmeleri mümkün değildir. Kanunda sayılan boşanma sebeplerinin bazıları şunlardır:
Eşine iftira etmek
Aile sırlarını açıklamak
Eşi ailesi ile görüştürmemek
Eşin ailesine hakaret etmek
Başkasını sevdiğini söylemek
Eşini sevmediğini söylemek
Aşırı kıskançlık göstermek
Bağımsız konut sağlamamak (Kayınvalide/kayınpederle birlikte oturulması bağımsız konut olarak değerlendirilmez.)
Cimri olmak (Cimriliğin, tutumlu olma sınırını aşması gerekmektedir.)
Üvey çocuklara kötü davranmak
Evi sık sık terk etmek
Eşin hastalığı ile ilgilenmemek
Cinsel ilişki kuramamak
Cinsel ilişkiden kaçınmak
Zorla ters ilişki kurmak
Eşin dövülmesine seyirci kalmak
Ev eşyasına zarar vermek
Sürekli alkol almak
Haklı sebep olmaksızın yıkanmaktan kaçınmak
Eşlerden birinin diğerinin cebinden para alması
Boşanmada çocukların velayeti kime verilir?
Toplumumuzda bu konuda da yanlış ön yargılar bulunmakta, "Kız çocuk anneye, erkek çocuk babaya verilir" ya da "Yaşı küçük çocuk mutlaka anneye verilir" şeklinde yaygın düşünceler dile getirilmektedir.
Boşanmada çocuğun velayeti hususu kanunlarımızda üzerinde önemle durulan bir konu olup velayetin belirlenmesinde en belirleyici unsur "çocuğun üstün yararı" ilkesi olmaktadır. Bu konuda Aile Mahkemesi hakimlerin geniş bir yetki tanınmış olup hakim, çocuğun yaşı, psikososyal gelişimi, anne ve babanın sosyoekonomik durumu, yaşam koşulları, çocuğun anne ve babayla olan ilişkisi gibi birçok faktörü değerlendirerek velayetin kimde olması gerektiğine karar verir.
Nafaka ne zaman ve hangi koşullarda alınabilir?
Boşanma davası ile ilişkili üç tür nafaka kavramı bulunmaktadır.
Tedbir nafakası: Boşanma davası sonuçlanıncaya kadar verilen geçici nafakadır.
Yoksulluk nafakası: Boşanma kesinleştikten sonra başlayan, boşanan eşe verilen, süre kısıtlaması olmayan nafakadır.
İştirak nafakası: Boşanmadan sonra reşit olmayan müşterek çocuk için velayetin kendisinde olduğu ebeveyne verilen nafakadır.
Boşanma davası hangi mahkemede açılır ?
Boşanma davalarında yetkili mahkeme Aile Mahkemeleridir. Boşanacak tarafların herhangi birinin yerleşim yerinde veya tarafların son altı ay birlikte yaşadıkları yerleşim yerindeki aile mahkemelerinde boşanma davası açılabilir. Davayı açan kişinin bu mahkemelerden birini seçme hakkı vardır. Dava açıldıktan sonra yerleşim yerleri değişmiş olsa bile dava açıldığı mahkemede görülmeye devam eder.
Boşanma davasının aşamaları nelerdir ?
Hukukumuzda yazılı yargılama usulü geçerlidir. Yargılama genel olarak yazılı dilekçeler üzerinden yürür. Boşanma davası, davayı açan tarafın mahkemeye vereceği dava dilekçesi ile başlar. Bunun ardından davalı tarafın cevap dilekçesi, davacı tarafın buna cevap dilekçesi ve son olarak davalı tarafın ikinci cevap dilekçesi ile dilekçeler aşaması son bulur. Taraflara ön inceleme duruşması için gün verilir. Bu esnada mahkemece tarafların sosyoekonomik durum araştırması yapılır. Ön inceleme duruşmasında mevcut durum değerlendirilir ve taraflara sulh olmaları teklif edilir. Taraflar genelde aralarında bir anlaşma sağlayamadıklarından ilk duruşma günü verilerek tahkikat aşamasına geçilir. Bundan sonraki duruşmalarda deliller toplanır, tanıklar dinlenir, gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılır. Tüm bunların sonunda karar duruşmasında dava hakkında hüküm kurulur, tarafların boşanmasına ya da boşanmanın reddine karar verilir.
Dava, mahkemece karar verilmesi ile son bulmaz. Taraflar yasal süresi içerisinde karara karşı herhangi bir itiraz yoluna başvurmazlarsa karar kesinleşir, dava sonuçlanmış olur. Taraflardan herhangi biri veya her ikisi karara itiraz edip Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf başvurusunda bulunursa bunun sonucu beklenir. İstinaf aşamasından sonra da tarafların Yargıtay'da temyiz başvurusunda bulunma hakları vardır. Dava dosyası ancak Yargıtay aşamasından geçip karara bağlandıktan sonra kesin olarak sonuçlanmış olur.
Görüldüğü üzere boşanma davası birçok aşaması olan teknik bir dava olup, gerek dilekçe aşamalarında dilekçelerin hazırlanması, gerekse duruşmalardaki müdahaleler ve dava sonunda üst mahkemelere yapılacak istinaf ve temyiz başvuruları, tüm bu aşamaların belirli yasal sürelere tabi olması detaylı hukuki bilgi ve özenli bir takip gerektirmektedir. Bu nedenle boşanma davalarında konusunda uzman bir avukattan yardım almanız önemlidir.
Çok faydalı bir yazı olmuş. Teşekkürler.